Yamada ile Aşk Hikayesi karakter çizim teknikleri ipuçları: Çizim Defterine Ruh Kat!
Yamada ile Aşk Hikayesi'nin o tatlı mı tatlı karakterlerini çizmek mi istiyorsun? İşte sana altın değerinde çizim teknikleri ve ipuçları! Anime dünyasının kalbine dokunan bu rehberle, sen de o büyülü aşkı kağıda dökebilirsin.
(BOŞLUK)
1. Oranlar ve Anatomiyi Çözmek: Mangaka Olmak İçin İlk Adım
Abi bak, anime karakteri çizmek istiyorsan, oranlar ve anatomi olayını çözmen lazım. Yoksa karakterler yamuk yumuk durur, olmaz yani. "Yamada ile Aşk Hikayesi" karakterleri de kendine has oranlara sahip. Mesela Yamada biraz daha minyon tipli, Ichikawa ise daha uzun ve ince. Bu farkları yakalamak için bol bol referans fotoğrafı incele. Sadece anime karakterlerine bakmakla kalma, gerçek insanların fotoğraflarına da göz at. Çünkü anatomi dediğin şey, gerçek hayatta da aynı. İskelet yapısını, kasların nasıl yerleştiğini anlaman lazım ki, karakterlerin doğal duruşunu kağıda aktarabilesin. Yoksa her şey karton gibi olur, ruhu olmaz. Bir de şu var, oranları ve anatomiyi kafana göre değiştirebilirsin. Ama önce temeli sağlam atman lazım. Temel olmadan bina yıkılır, biliyorsun. Yani demem o ki, önce oranları ve anatomiyi öğren, sonra kendi tarzını yarat. İşte o zaman mangaka olma yolunda ilerlersin.
Oranları çalışırken, farklı pozisyonlarda karakterler çizmeye çalış. Otururken, koşarken, gülerken... Her pozisyonda vücut nasıl değişiyor, bunu gözlemle. Bir de perspektif olayına dikkat et. Karakter sana yakınken nasıl görünür, uzaktayken nasıl görünür? Bunları anlamak için perspektif çizim alıştırmaları yapabilirsin. Mesela bir kutuyu farklı açılardan çizmeye çalış. Bu, perspektifi anlamana yardımcı olur. Anatomi için de aynı şey geçerli. İskelet ve kas çizimlerini incele, sonra kendi karakterlerini çizmeye çalış. Başlangıçta zorlanabilirsin ama pes etme. Pratik yaptıkça gelişeceksin. Unutma, her usta bir zamanlar acemiydi. Önemli olan, sürekli denemek ve öğrenmek.
Ruhsal Not: Karakterlerin oranları ve anatomisi, onların kişiliğini de yansıtır. Mesela minyon bir karakter daha sevimli ve çocuksu görünürken, uzun ve ince bir karakter daha olgun ve sofistike görünebilir. Bu yüzden karakterinin kişiliğini düşünerek oranlarını belirle. Belki biraz daha abartılı oranlar kullanmak istersin, belki daha gerçekçi. Karar senin. Ama unutma, her şey karakterin ruhunu yansıtmalı.
Perde Aralığı: Oran ve anatomi çalışırken, yanına rahatlatıcı bir müzik aç. Belki biraz lo-fi hip hop, belki biraz klasik müzik. Bu, odaklanmana yardımcı olur. Bir de çizim yaparken acele etme. Her detaya dikkat et, sabırlı ol. Çünkü bu süreç, aynı zamanda bir meditasyon gibi. Kendini çizime ver, ruhunu dinlendir. Sonra bir bakmışsın, harika bir karakter ortaya çıkmış.
2. Gözler Kalbin Aynasıdır: Duyguyu Yakalamak
Gözler abi, gözler! Bir anime karakterinin gözleri her şeyidir. Duyguyu, ruhu, her şeyi gözlerden anlarsın. "Yamada ile Aşk Hikayesi" karakterlerinin gözleri de çok etkileyici. Mesela Yamada'nın o kocaman, parıldayan gözleri, içindeki aşkı ve heyecanı yansıtıyor. Ichikawa'nın daha keskin ve dikkatli bakışları ise, onun içe dönük ve düşünceli kişiliğini gösteriyor. Gözleri çizerken, karakterin kişiliğini ve duygularını düşünmen lazım. Hangi duyguyu yansıtmak istiyorsun? Mutluluk mu, üzüntü mü, öfke mi? Ona göre gözlerin şeklini, büyüklüğünü ve bakış açısını ayarlaman gerekiyor.
Gözleri çizerken, ışık ve gölge olayına da dikkat et. Işık, gözlere parlaklık verir ve canlılık katar. Gölge ise, derinlik ve boyut kazandırır. Gözlerin içine küçük beyaz noktalar ekleyerek, parıltı efekti verebilirsin. Bu, gözleri daha canlı ve etkileyici yapar. Bir de kirpiklere dikkat et. Kirpikler, gözlere feminen bir hava katar. Erkek karakterlerde daha az kirpik kullanırken, kız karakterlerde daha çok kullanabilirsin. Ama abartma, yoksa karakterin gözleri örümcek ağı gibi olur. Gözleri çizerken, farklı stilleri deneyebilirsin. Belki daha gerçekçi gözler çizmek istersin, belki daha stilize. Karar senin. Ama unutma, her şey karakterin ruhunu yansıtmalı.
Ruhsal Not: Gözleri çizerken, karakterin geçmişini ve geleceğini düşün. Neler yaşadı, neler yaşayacak? Bu, gözlerine anlam katmana yardımcı olur. Belki biraz hüzün, belki biraz umut... Gözler, karakterin tüm hikayesini anlatmalı.
Perde Aralığı: Göz çizimi çalışırken, yanına sevdiğin bir içeceği al. Belki bir fincan kahve, belki bir bardak çay. Bu, rahatlamana yardımcı olur. Bir de çizim yaparken acele etme. Her detaya dikkat et, sabırlı ol. Çünkü bu süreç, aynı zamanda bir terapi gibi. Kendini çizime ver, ruhunu dinlendir. Sonra bir bakmışsın, harika gözler ortaya çıkmış.
3. Saçlar: Tarzın İmzası
Saçlar abi, saçlar! Bir karakterin tarzını belirleyen en önemli unsurlardan biri. "Yamada ile Aşk Hikayesi" karakterlerinin saçları da çok dikkat çekici. Yamada'nın uzun, dalgalı saçları, onun enerjik ve neşeli kişiliğini yansıtıyor. Ichikawa'nın daha kısa ve dağınık saçları ise, onun rahat ve umursamaz tavrını gösteriyor. Saçları çizerken, karakterin kişiliğini ve tarzını düşünmen lazım. Hangi tarzı yansıtmak istiyorsun? Klasik mi, modern mi, asi mi? Ona göre saçın şeklini, uzunluğunu ve rengini ayarlaman gerekiyor.
Saçları çizerken, akış yönüne dikkat et. Saçların nasıl hareket ettiğini, nasıl döküldüğünü gözlemle. Saç tellerini tek tek çizmek yerine, gruplar halinde çizmeye çalış. Bu, daha doğal ve akıcı bir görünüm sağlar. Işık ve gölge olayına da dikkat et. Işık, saçlara parlaklık verir ve canlılık katar. Gölge ise, derinlik ve boyut kazandırır. Saçların üzerine küçük beyaz çizgiler ekleyerek, parıltı efekti verebilirsin. Bu, saçları daha canlı ve etkileyici yapar. Farklı saç stillerini deneyebilirsin. Belki örgülü saçlar çizmek istersin, belki at kuyruğu, belki topuz. Karar senin. Ama unutma, her şey karakterin tarzını yansıtmalı.
Ruhsal Not: Saçları çizerken, karakterin duygusal durumunu düşün. Mutlu olduğunda saçları nasıl hareket eder, üzgün olduğunda nasıl dökülür? Bu, saçlara anlam katmana yardımcı olur. Belki biraz rüzgar, belki biraz yağmur... Saçlar, karakterin tüm duygularını yansıtmalı.
Perde Aralığı: Saç çizimi çalışırken, yanına en sevdiğin atıştırmalıklardan al. Belki biraz kurabiye, belki biraz cips. Bu, keyifli bir ortam yaratmana yardımcı olur. Bir de çizim yaparken acele etme. Her detaya dikkat et, sabırlı ol. Çünkü bu süreç, aynı zamanda bir eğlence gibi. Kendini çizime ver, ruhunu dinlendir. Sonra bir bakmışsın, harika saçlar ortaya çıkmış.
4. Giysiler: Kişiliğin Yansıması
Giysiler abi, giysiler! Bir karakterin kim olduğunu, neyi sevdiğini, nasıl yaşadığını anlatan en önemli detaylardan biri. "Yamada ile Aşk Hikayesi" karakterlerinin giysileri de çok şey anlatıyor. Yamada'nın şık ve trendy kıyafetleri, onun popüler ve sosyal bir kız olduğunu gösteriyor. Ichikawa'nın daha rahat ve salaş giysileri ise, onun içe dönük ve umursamaz bir kişiliğe sahip olduğunu ortaya koyuyor. Giysileri çizerken, karakterin kişiliğini, tarzını ve yaşadığı ortamı düşünmen lazım. Hangi tarzı yansıtmak istiyorsun? Klasik mi, modern mi, spor mu? Ona göre giysilerin modelini, rengini ve desenini ayarlaman gerekiyor.
Giysileri çizerken, kumaşın dokusuna dikkat et. Kumaşın nasıl göründüğünü, nasıl döküldüğünü gözlemle. Kumaşın üzerine kırışıklıklar ve katmanlar ekleyerek, daha gerçekçi bir görünüm sağlayabilirsin. Işık ve gölge olayına da dikkat et. Işık, giysilere parlaklık verir ve canlılık katar. Gölge ise, derinlik ve boyut kazandırır. Giysilerin üzerine küçük desenler ekleyerek, daha ilgi çekici hale getirebilirsin. Farklı giysi kombinasyonlarını deneyebilirsin. Belki bir tişört ve kot pantolon çizmek istersin, belki bir elbise ve ceket, belki bir takım elbise. Karar senin. Ama unutma, her şey karakterin kişiliğini yansıtmalı.
Ruhsal Not: Giysileri çizerken, karakterin hayallerini ve arzularını düşün. Ne olmak istiyor, neyi başarmak istiyor? Bu, giysilere anlam katmana yardımcı olur. Belki biraz cesaret, belki biraz özgüven... Giysiler, karakterin tüm potansiyelini yansıtmalı.
Perde Aralığı: Giysi çizimi çalışırken, yanına sevdiğin bir müzik albümünü al. Belki biraz pop, belki biraz rock. Bu, ilham almana yardımcı olur. Bir de çizim yaparken acele etme. Her detaya dikkat et, sabırlı ol. Çünkü bu süreç, aynı zamanda bir keşif gibi. Kendini çizime ver, ruhunu dinlendir. Sonra bir bakmışsın, harika giysiler ortaya çıkmış.
5. Pozlar: Hikaye Anlatımı
Pozlar abi, pozlar! Bir karakterin duruşu, oturuşu, yürüyüşü... Her biri ayrı bir hikaye anlatır. "Yamada ile Aşk Hikayesi" karakterlerinin pozları da çok şey ifade ediyor. Yamada'nın enerjik ve canlı pozları, onun hareketli ve dışa dönük bir kız olduğunu gösteriyor. Ichikawa'nın daha sakin ve düşünceli pozları ise, onun içe dönük ve gözlemci bir kişiliğe sahip olduğunu ortaya koyuyor. Pozları çizerken, karakterin kişiliğini, duygularını ve o anki durumunu düşünmen lazım. Hangi duyguyu yansıtmak istiyorsun? Mutluluk mu, üzüntü mü, öfke mi? Ona göre karakterin vücut dilini ayarlaman gerekiyor.
Pozları çizerken, denge ve ağırlık merkezine dikkat et. Karakterin ayakta dururken, otururken veya hareket halindeyken dengesini nasıl koruduğunu gözlemle. Vücudun farklı bölümlerinin birbirleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamaya çalış. Perspektif olayına da dikkat et. Karakter sana yakınken nasıl görünür, uzaktayken nasıl görünür? Bunları anlamak için perspektif çizim alıştırmaları yapabilirsin. Farklı pozları deneyebilirsin. Belki bir kahraman pozu çizmek istersin, belki bir romantik poz, belki bir komik poz. Karar senin. Ama unutma, her şey karakterin hikayesini anlatmalı.
Ruhsal Not: Pozları çizerken, karakterin geçmişini ve geleceğini düşün. Neler yaşadı, neler yaşayacak? Bu, pozlara anlam katmana yardımcı olur. Belki biraz yorgunluk, belki biraz umut... Pozlar, karakterin tüm yolculuğunu yansıtmalı.
Perde Aralığı: Poz çizimi çalışırken, yanına en sevdiğin film müziklerinden aç. Belki biraz aksiyon, belki biraz dram. Bu, ilham almana yardımcı olur. Bir de çizim yaparken acele etme. Her detaya dikkat et, sabırlı ol. Çünkü bu süreç, aynı zamanda bir yolculuk gibi. Kendini çizime ver, ruhunu dinlendir. Sonra bir bakmışsın, harika pozlar ortaya çıkmış.
6. Eller ve Ayaklar: Detaylarda Saklı Zarafet
Eller ve ayaklar abi, eller ve ayaklar! Çoğu çizerin üşenip geçiştirdiği ama aslında karakterin ne kadar özenli çizildiğini gösteren en önemli detaylardan. "Yamada ile Aşk Hikayesi" karakterlerinin elleri ve ayakları da çok güzel çizilmiş. Yamada'nın zarif ve narin elleri, onun feminen ve sevimli bir kız olduğunu gösteriyor. Ichikawa'nın daha büyük ve güçlü elleri ise, onun sporcu ve aktif bir kişiliğe sahip olduğunu ortaya koyuyor. Elleri ve ayakları çizerken, karakterin kişiliğini, tarzını ve yaptığı işi düşünmen lazım. Hangi tarzı yansıtmak istiyorsun? Zarif mi, güçlü mü, atletik mi? Ona göre ellerin ve ayakların şeklini, büyüklüğünü ve duruşunu ayarlaman gerekiyor.
Elleri ve ayakları çizerken, anatomiye dikkat et. Kemiklerin ve kasların nasıl yerleştiğini, nasıl hareket ettiğini gözlemle. Parmakların uzunluğunu, kalınlığını ve kıvrımlarını doğru bir şekilde çizmeye çalış. Tırnakların şeklini ve boyutunu da unutma. Ayakları çizerken, topuğun, bileğin ve parmakların pozisyonuna dikkat et. Ayakkabı giyerken ayakların nasıl göründüğünü, çıplak ayakların nasıl göründüğünü gözlemle. Farklı el ve ayak pozisyonlarını deneyebilirsin. Belki bir şey tutan bir el çizmek istersin, belki bir yumruk, belki bir dans eden ayak. Karar senin. Ama unutma, her şey karakterin zarafetini yansıtmalı.
Ruhsal Not: Elleri ve ayakları çizerken, karakterin geçmişini ve geleceğini düşün. Neler yaptı, neler yapacak? Bu, ellere ve ayaklara anlam katmana yardımcı olur. Belki biraz yara, belki biraz iz... Eller ve ayaklar, karakterin tüm deneyimlerini yansıtmalı.
Perde Aralığı: El ve ayak çizimi çalışırken, yanına en sevdiğin kokulu mumlardan yak. Belki biraz lavanta, belki biraz vanilya. Bu, rahatlatıcı bir ortam yaratmana yardımcı olur. Bir de çizim yaparken acele etme. Her detaya dikkat et, sabırlı ol. Çünkü bu süreç, aynı zamanda bir meditasyon gibi. Kendini çizime ver, ruhunu dinlendir. Sonra bir bakmışsın, harika eller ve ayaklar ortaya çıkmış.
7. İfadeler: Duygusal Zenginlik
İfadeler abi, ifadeler! Bir karakterin yüzündeki mimikler, duygularını dışa vurma şekli. "Yamada ile Aşk Hikayesi" karakterlerinin ifadeleri de çok çeşitli. Yamada'nın gülerken gözlerinin kısılması, şaşırdığında ağzının açılması, üzüldüğünde dudaklarının bükülmesi... Her biri ayrı bir duygu yoğunluğu taşıyor. Ichikawa'nın alaycı bir gülümsemesi, sinirlendiğinde kaşlarının çatılması, mutlu olduğunda gözlerinin parlaması... Onun iç dünyasını yansıtıyor. İfadeleri çizerken, karakterin kişiliğini, duygularını ve o anki durumunu düşünmen lazım. Hangi duyguyu yansıtmak istiyorsun? Mutluluk mu, üzüntü mü, öfke mi? Ona göre karakterin yüz hatlarını ayarlaman gerekiyor.
İfadeleri çizerken, gözlerin, kaşların, ağzın ve burunun nasıl değiştiğini gözlemle. Kasların nasıl kasıldığını, cildin nasıl kırıştığını anlamaya çalış. Aynaya bakarak kendi ifadelerini inceleyebilirsin. Farklı ifadeleri deneyebilirsin. Belki bir şaşkın ifade çizmek istersin, belki bir korku, belki bir aşk. Karar senin. Ama unutma, her şey karakterin duygusal zenginliğini yansıtmalı.
Ruhsal Not: İfadeleri çizerken, karakterin geçmişini ve geleceğini düşün. Neler yaşadı, neler yaşayacak? Bu, ifadelere anlam katmana yardımcı olur. Belki biraz acı, belki biraz umut... İfadeler, karakterin tüm hikayesini yansıtmalı.
Perde Aralığı: İfade çizimi çalışırken, yanına en sevdiğin komedi filmlerinden aç. Belki biraz absürt, belki biraz romantik. Bu, ilham almana yardımcı olur. Bir de çizim yaparken acele etme. Her detaya dikkat et, sabırlı ol. Çünkü bu süreç, aynı zamanda bir eğlence gibi. Kendini çizime ver, ruhunu dinlendir. Sonra bir bakmışsın, harika ifadeler ortaya çıkmış.
8. Renk Seçimi: Atmosfer Yaratmak
Renkler abi, renkler! Bir sahnenin veya karakterin atmosferini belirleyen en önemli unsurlardan biri. "Yamada ile Aşk Hikayesi"nin renkleri de çok güzel kullanılmış. Yamada'nın pembe ve pastel tonlardaki kıyafetleri, onun sevimli ve romantik bir kız olduğunu vurguluyor. Ichikawa'nın daha koyu ve soğuk tonlardaki kıyafetleri ise, onun içe dönük ve mesafeli bir kişiliğe sahip olduğunu gösteriyor. Renkleri seçerken, karakterin kişiliğini, duygularını ve sahnenin atmosferini düşünmen lazım. Hangi duyguyu yansıtmak istiyorsun? Mutluluk mu, hüzün mü, gerilim mi? Ona göre renk paletini ayarlaman gerekiyor.
Renkleri seçerken, renk teorisine dikkat et. Renklerin birbirleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu, hangi renklerin uyumlu olduğunu, hangi renklerin zıt olduğunu öğren. Sıcak renkler (kırmızı, sarı, turuncu) enerjik ve canlı bir atmosfer yaratırken, soğuk renkler (mavi, yeşil, mor) sakin ve huzurlu bir atmosfer yaratır. Zıt renkleri kullanarak, dikkat çekici ve dinamik bir kompozisyon oluşturabilirsin. Tonları ve gölgeleri kullanarak, derinlik ve boyut kazandırabilirsin. Farklı renk kombinasyonlarını deneyebilirsin. Belki bir pastel palet kullanmak istersin, belki bir neon palet, belki bir monokrom palet. Karar senin. Ama unutma, her şey atmosferi yansıtmalı.
Ruhsal Not: Renkleri seçerken, karakterin geçmişini ve geleceğini düşün. Neler yaşadı, neler yaşayacak? Bu, renklere anlam katmana yardımcı olur. Belki biraz karanlık, belki biraz aydınlık... Renkler, karakterin tüm yolculuğunu yansıtmalı.
Perde Aralığı: Renk seçimi çalışırken, yanına en sevdiğin resimlerden aç. Belki biraz Van Gogh, belki biraz Monet. Bu, ilham almana yardımcı olur. Bir de çizim yaparken acele etme. Her detaya dikkat et, sabırlı ol. Çünkü bu süreç, aynı zamanda bir sanat terapisi gibi. Kendini çizime ver, ruhunu dinlendir. Sonra bir bakmışsın, harika renkler ortaya çıkmış.
9. Arka Planlar: Dünyayı Yaratmak
Arka planlar abi, arka planlar! Karakterlerin yaşadığı dünyayı, atmosferi ve hikayeyi tamamlayan en önemli unsurlardan biri. "Yamada ile Aşk Hikayesi"nin arka planları da çok güzel çizilmiş. Okul, park, kafe, ev... Her mekan, karakterlerin hayatlarına bir pencere açıyor. Arka planları çizerken, hikayenin geçtiği mekanı, zamanı ve atmosferi düşünmen lazım. Hangi duyguyu yansıtmak istiyorsun? Huzur mu, heyecan mı, gerilim mi? Ona göre arka planın detaylarını ayarlaman gerekiyor.
Arka planları çizerken, perspektife dikkat et. Nesnelerin uzaklaştıkça nasıl küçüldüğünü, çizgilerin nasıl birleştiğini anlamaya çalış. Farklı perspektif tekniklerini deneyebilirsin. Tek noktalı, iki noktalı, üç noktalı... Perspektif, arka plana derinlik ve gerçeklik kazandırır. Detaylara dikkat et. Binaların, ağaçların, arabaların, insanların... Her birinin kendine özgü bir şekli ve dokusu var. Işık ve gölge olayına da dikkat et. Işık, arka plana canlılık verir ve atmosferi belirler. Gölge ise, derinlik ve boyut kazandırır. Farklı arka plan stillerini deneyebilirsin. Belki bir gerçekçi arka plan çizmek istersin, belki bir stilize arka plan, belki bir soyut arka plan. Karar senin. Ama unutma, her şey dünyayı yansıtmalı.
Ruhsal Not: Arka planları çizerken, karakterlerin geçmişini ve geleceğini düşün. Nerede doğdular, nerede büyüyecekler? Bu, arka planlara anlam katmana yardımcı olur. Belki biraz nostalji, belki biraz umut... Arka planlar, karakterlerin tüm anılarını yansıtmalı.
Perde Aralığı: Arka plan çizimi çalışırken, yanına en sevdiğin doğa seslerinden aç. Belki biraz kuş sesi, belki biraz deniz sesi. Bu, ilham almana yardımcı olur. Bir de çizim yaparken acele etme. Her detaya dikkat et, sabırlı ol. Çünkü bu süreç, aynı zamanda bir meditasyon gibi. Kendini çizime ver, ruhunu dinlendir. Sonra bir bakmışsın, harika arka planlar ortaya çıkmış.
10. Tarzınızı Bulmak: Kendin Olmak
Tarz abi, tarz! Her çizimcinin kendine özgü bir imzası vardır. "Yamada ile Aşk Hikayesi"nin çizim tarzı da çok kendine has. Yumuşak çizgiler, parlak renkler, sevimli karakterler... Bu animeyi diğerlerinden ayıran bir şeyler var. Tarzını bulmak için, bol bol çizim yapman, farklı teknikler denemen ve ilham aldığın sanatçıları incelemen gerekiyor. Ama en önemlisi, kendin olman. Başkalarını taklit etmek yerine, kendi iç sesini dinle. Ne çizmekten hoşlanıyorsun, hangi renkleri seviyorsun, hangi duyguları yansıtmak istiyorsun? Bu soruların cevabını bulduktan sonra, tarzın kendiliğinden ortaya çıkacak.
Tarzını bulurken, hatalar yapmaktan korkma. Her hata, bir öğrenme fırsatıdır. Denemekten çekinme. Belki yeni bir teknik keşfedeceksin, belki yeni bir renk paleti. İlham aldığın sanatçıları incele ama onları kopyalamamaya çalış. Onların tekniklerini öğren, kendi tarzına uyarlamaya çalış. Kendi karakterlerini yarat. Onların hikayelerini anlat. Onların duygularını yansıt. İşte o zaman, tarzın benzersiz olacak.
Ruhsal Not: Tarzını bulmak, kendini bulmak demektir. Çizim yaparken, ruhunu açığa çıkar. Ne hissediyorsan, onu çiz. Ne düşünüyorsan, onu çiz. Kendini ifade etmekten korkma. Tarzın, senin kim olduğunu yansıtmalı.
Perde Aralığı: Tarz arayışı içindeysen, yanına en sevdiğin müziklerden aç. Belki biraz caz, belki biraz blues. Bu, ilham almana yardımcı olur. Bir de çizim yaparken acele etme. Her detaya dikkat et, sabırlı ol. Çünkü bu süreç, aynı zamanda bir keşif gibi. Kendini çizime ver, ruhunu dinlendir. Sonra bir bakmışsın, tarzın seni bulmuş. Akşam üzeri hafif bir rüzgar eserken, deniz kenarında oturmuş, çizim yapıyorum. Dalgaların sesi, kalemimin ucundan çıkan çizgilere eşlik ediyor. Gökyüzü turuncuya boyanırken, içim huzurla doluyor. İşte o an, tarzımın beni bulduğunu hissediyorum.
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!